Biyoenerji Kavramı

Biyoenerji Nedir?

Biyoenerji kelimesine tanım olarak baktığımızda birbirinden farklı iki ana başlıkla karşılaşırız:
-İlki, biyolojik kaynaklardan elde edilen malzemelerden elde edilen ve yenilenebilen enerjidir. Dünya’ da bununla ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır.
-İkincisi ve bizi ilgilendiren kısmı ise insanın kendisine ait ruhsal potansiyeli, bütüne ait enerjiyi algılaması, yaşama dönük sağlık, canlılık potansiyeli, ruhsal şifa ve enerji bedene yönelik sağaltımdır.

Biyoenerjinin Tarihçesi

Biyoenerjinin tarihi insanın kendini tanımladığı ilk ana kadar dayanır. Yani insanın var oluşu enerjiyle başlamıştır. İlk insanlardan bu yana biyoenerji farklı kültürlerde farklı şekillerde adlandırılmış ve uygulanmıştır. Biyoenerji uygulamalarını en üst düzeyde uygulayan ve enerjinin sırrına vakıf olan şahsiyetler ise ulvi kişilikler olarak kendi tarihlerinde yerlerini almışlardır. İslam literatüründe de, özellikle tasavvufta, bunun derin izlerini görmekteyiz. Hakeza peygamberlerin mucizeleri de Allah dostu kişilerin kerametleri de bu sırra dayanmakta, her geçen gün ilerleyen iletişim ve teknoloji sayesinde bunların bir kısmına bilimsel açıklama da getirilebilmektedir. Bunlardan basit bir örnek ise ileride bahsedeceğimiz Kirlian cihazıdır.

Biyoenerjinin Günümüzdeki Yeri

Günümüzde, modern batı tıbbının ana akımının dışında, üzerinde deneysel çalışmaların pek de yapılmadığı, laboratuarlarının ve kürsülerinin ise yeni yeni geliştiği “geleneksel”, “alternatif”, “tamamlayıcı”, “bütünsel”, “fonksiyonel” gibi ön adlarla ifade edilen çok geniş yelpazede bir alan vardır. Bu alan modern tıp olarak adlandırdığımız sahasının kapsamının çok ötesinde, sosyal bilimlere de atıfta bulunulan çok geniş, insanın bütününe dair bir alandır. Genel manada şifaya baktığımızda aslında bir yöntemin diğerine alternatif veya tamamlayıcı bir etkisinin olmadığı, hepsinin bir bütüne “destek” sağladığı görülmektedir.
Değişen dünyada biyoenerji biyo-alan terapileri alt başlığında sınıflandırılmakta ve birçok dünya ülkesinde alternatif tıp sistemleri kategorisinde yer almakta olup Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tanınmaktadır.

Quark Biyoenerji Nedir?

1964 yılında Murray Gell- Mann adlı Amerikalı bir fizikçinin ortaya attığı, teorik olarak daha küçük parçalara bölünemeyen madde parçacıklarına kuark (quark) adı verilmiş olup 1969 yılında bu teorisi sayesinde Nobel Fizik Ödülü’ nü almıştır.
Bu teoriden esinlenen enerji terapisti ve eğitimcisi Hasan Kalkan kendi uygulama metotlarının bütününe “Quark Biyoenerji” adını vermiştir. Burada vurgulanmak istenen konu; evrenin ve onun içinde yer alan tüm unsurların hareket şeklinin bütüne oranla bir atomun kuarklarıyla olan ilişkisine benzetilmesidir.

Quark Biyoenerjinin Prensipleri

Quark enerji uygulaması, evrenin sonsuz enerjisi ile insan bedeninin mükemmel uyumunu standart hale getirmeyi sağlayan benzersiz bir şifa tekniğidir. Bu teknikle insanın temel kodları ve sistemi yeniden ayarlanarak, evrendeki enerji hatları bedendeki hatlara uyumlanır. Bu uyumlama enerji bedenimizin bağışıklık sistemimizi güçlendirip yenilemesine, iyileştirmesine aracılık etmektedir.
Sinir sistemimiz, doğadaki enerji dengesine uyum gösterecek şekilde programlanmış olduğundan, dengenin bozulmaması için irademizin dışında reaksiyonlar gösterebilmektedir. Ne yazık ki, yaşadığımız ortam (hava kirliliği, hormonlu gıdalar, zararlı elektromanyetik dalgalar, ozon tabakasının delinmesi vs.) yaşam tarzımız (aşırı stres, dengesiz beslenme, spor yapamama) ve öfke, korku, üzüntü gibi duyguları içimizde bastırmamız, enerji dengemizi ciddi şekilde bozabilmektedir.
Bu aşamada; bedenimizin dili olan ağrı, uykusuzluk, çarpıntı, terleme, daralma, sinirlilik, yorgunluk, isteksizlik, iktidarsızlık gibi şikayetler belirmeye başlar. Meydana gelen bu rahatsızlıkların ana nedeni, vücudumuzdaki biyoenerji dengesinin bozulmasıdır. Quark enerjiyle, bu dengesizliği tekrar normal hale getirebilmekteyiz. Enerjimizin dengede olması, sadece rahatsızlıkların kısa sürede şifa bulması için değil, aynı zamanda olabilecek rahatsızlıklardan korunmak için de gereklidir.
Vücudumuzdaki enerji dengesini düzeltebilir, yıllardır içimizde birikmiş olan stres, korku, takıntı, üzüntü gibi duyguları ve öfke tepkisini zararsız hale getirebiliriz. Kötü alışkanlıklarımızdan kurtulmamız (dengesiz beslenme, sigara, alkol), toksinlerimizden arınmamız (hücresel yaşlanma, enfeksiyon, tümör, polip, ödem, selülit ile mücadele) yine enerjimizin dengede olmasıyla mümkündür. Keza bağışıklık sistemimizin belirli bir düzende olması bu sayede gerçekleşmektedir.
Vücut içerisinde devamlı bir titreşim ve düşük voltajlı elektromanyetik akım; bireysel enerji alanımız ve enerji sistemimiz vardır. Fiziksel, zihinsel ve ruhsal üç enerji alanımızın bileşkesiyiz. Evrenden aldığımız, içselleştirdiğimiz bu enerjiye yaşam enerjisi diyoruz. Yaşadığımız kişisel veya çevresel negatiflerden (olumsuz duygu ve düşünceler) dolayı vücut strese girer ve enerji bedenimizin de sistemsel ayarı bozulabilir.
Quark enerji uygulamalarının amacı; enerji bedenindeki pürüzleri ve blokajları ortadan kaldırmak ve enerjinin doğal akışını sağlamaktır. Bu şekilde sağlanan denge tamamen doğal olduğu için, bu uygulamaların insan bedeni üzerinde yan etkisi söz konusu değildir.